30 Ocak 2012 Pazartesi

Seviyorum-I: Sızma Zeytinyağı...

Nihayet post yazabilecek fırsatı ve laptopu bulabildim... cepten post yayınlamak göz bozabilir en nihayetinde.. Ayrıca blogger'ın mobil uygulaması biraz bug içeriyor: bakınız bir önceki posttaki bağlanamayan son paragraf... blogger'ı kullanamayınca öyle bırakıvermiştim.. Evet ilk seviyorum postu..

Eskiden de duyardım, okurdum zeytinyağındaki mucizeyi ama anne oldum ve şimdi yaşıyorum..Herşey Atlas'ın doğumdan 15 gün sonrasında deri değiştirmesiyle başladı... tüm vücudu, özellikle elleri ayakları soyuluyordu kuzunun.. O zaman gittiğimiz doktorumuz bize sızma zeytinyağı tavsiye etmişti.. Eğer yağınızın asit derecesini bilmiyorsanız asidini almak için önce yağı bir tavada kızdırıp içinde bir dilim ekmeği arkalı önlü kızartıyorsunuz.. Sonra süzüp soğuttuktan sonra bebeğinizin cildine sürüyorsunuz.. Eğer yağınızın asit derecesi %3'ün altındaysa bu kızartma işlemine gerek yok..

Bizim 15 günlük 2,130 kilogramlık tosunumuzun tüm vücuduna korkmadan günde bir-iki kez bolca sürdük bu zeytinyağını... Gerçekten de besliyordu.. Ayrıca doktorumuz bunu poposuna da hafif kızarıklık olduğunda sürmemi önerdi.. O gün bugündür (8,5 ay) bezini açtığımda kaka varsa yeni doğan ıslak mendiliyle temizleyip kasıklarına ve poposuna bolca sürüyorum.. Maşallah kuzu hiç ama hiç pişik olmadı.. Halbuki ilk ay pişik ve allerji olmasın diye ıslak mendil değil su ve pamuk önerilir.. En güzeli o aslında da ben üşendim o su ve pamuk olayına...ayrıca bol bol mekan değişikliği yaptığımızdan yenidoğan ıslak mendillerimiz ve zeytinyağı şişemiz yanımızdan hiç ayrılmadı...

Sonra 3. aydan sonra kabızlık problemi yaşamaya başlayınca asidi düşük olduğundan emin olduğumuz yağdan(çiğ olarak) bir çay kaşığı vermeye başladık Atlas'a.. 3 günden fazla kabız olursa zeytinyağını ilaç gibi veriyorum kuzuya.. Bu sıkıntıyı da ilaçsız/sıkıntısız atlatıyoruz..

Bu yüzdendir severim zeytinyağını... ekmeği bandırıp yerim icabında , nimettir nimet :)))

19 Ocak 2012 Perşembe

Gıcık oluyorum - I

İlk yazı dizime başlıyorum efendim... Sevdiğim ve sinir/gicik oldugum seyleri yazıyorum efendim.. Ürünler, durumlar, reklamlar, filmler, kisiler... Yazıyorum buyrun, ilk yazı gicik oldugum durum:
Emziren anneler grubuna kayıt olup ortalıkta emzirme sırasında yaşanan sıkıntılarla ile ilgili birçok yazı okudum.. Bebeğini emzirmeye veya sağarak anne sütü vermeye çalışan anneler yaşadıklarını yazmışlardı..Bu konuda azıcık çemkirmek istiyorum...
"Emzirmek ayıp birşey değildir" .Nokta. Atlas bazen olur olmadık yerlerde memelerime kafa atmaya başlayabiliyor ki bu acıktım birazdan ağlayacağım demek. İnsanlar ve doğadaki tüm canlılar gibi yaşaması için besin alması gerektiğini iç gudusel olarak bilen bebek bunun özellikle bizim kültürümüzde öyle her yerde yapılamayacağını düşünemiyor tabii.. Ben de bunu bir şov misali ortada yükseltilmiş bir sahnede Pamela Anderson'unkilere benzeyen(??!!) süper sexy memeleri açarak yapma niyetinde değilim... Hemen oturabileceğim kenar köşe uygun bir yer arıyorum yakınlarda... Mesela Migros'ta marketin içindeki yemek bölümü.. Dedim ya şov yapacak değilim, gidip bebeğimle kenar bir masa seçiyorum.. Hem zaten ortada otursam Atlas bir yudum içip iki sağ sola bakmak ister... Kenar masada emzirme örtümü geçirip(emzizrme önlüklerinden örnek alıp kendim beyaz tülbentten yaptım) bebeğime tek besini olan anne sütünü vermeye çalışıyorum.. Yarebbim o bakışlar da ne? Ayol açıkta bişey mi var ne diye öyle iğrenme/kınama arası bakışlarla bakıyonuz?? Hayır sizden sakınacam diye konsantre falan olamıyorum Atlas uzanıp örtüden sıyrılmaya çalışıyor , işte o zaman açıkta bir şey olacak esas.. Ne bakıyonuuuuuzzzz.. Özellikle de hemcinslerim kınar şekilde bakmıyor mu... Sinir..
Ben emzirmenin ne mahrem, ne kutsal, ne ayıp, ne iğrenç vb. olduğunu düşünmüyorum.. Bence doğal ve de çok çok güzel bir şey...
Bir de sağılan sütten iğrenenler varmış.. Ha aslında rahatsız olduğum iğrenenler değil, bazıları iğrendikleri için karşısındakine yanlış yapıyormuş muamelesi yapmaları.. Neymiş efendim sağılan sütleri görmek istemiyorlarmış.. Ay biz sizi çok görmek istiyorduk sanki.. bence bu da zaten emzirmenin tabu haline getirilmesinden kaynaklanıyor..

10 Ocak 2012 Salı

today

6. ay aşıları ne çokmuş öyle... 2 damla ağızdan, 2 iğne bir bacağından ve 1 iğne diğer bacaktan... Kuzu anlayamıyor tabi ne olduğunu, için için ağladı... sonra da bütün gün huysuzluk... hep kucağımda durmak istedi... gece uyumak istemedi, biraz ateş vs.. zor bir gece geçirdik... neyse geçti umarım...

İçim öyle dolu ve öyle boş ki be blog... çok şey anlatmak, çok şey yapmak istiyorum... kötü bişeyler de yazmak istemiyorum aslında...

deli gibi alışveriş yapasım var...

dün biraz dikkat edeyim yediklerime dedim, malum şurada bir aydan az kaldı işe başlamaya... Fakat et suyu eklediğim pirinç pilavıyla başlayan tahrik unsurları boza ve profiterolle devam etti.. zaten aradaki çikolatalı gofret ve fıstıklı sütlü çikolatayı saymıyorum bile... amanııın... bu kadar yemeye az bile aldım kilo... 3 haneli rakamlar mı bekliyor beni :(((

9 Ocak 2012 Pazartesi

Ası

28 Aralık'ta hacettepeye gittiğimizde lüzumun igg degeri yüksek çıkınca ivig baglamaya gerek görülmedi. Ama bu deger acaba önceki iviglerin sonucu muydu, düşecek miydi?? Bakalım 30 ocak'ta tekrar kontrole gideceğiz... Bugün ivig tedavisi nedeniyle yapılamayan 6.ay aşıları yapılacak... Kar yağmasın artık da rahatça gidelim oglusumla..